Gezegenin Sessizliği Kötü havaya kötü hislerde eşlik ediyordu. Koşuşturma esamesi arasında gözüm, üzerime doğru gelen yaşı elliyi aşmış bir adama ilişti, kulağına yapıştırdığı telefona ağzından rüzgara karşı dökülen salyalarla; "Allah belanı versin git-de belanı bul mürted" diyerek bir sinek hızı edasıyla yanımdan geçti. Her Allah'ın sabahı bir yığın insan arasından geçerken duyduğum seslerin içinden en acayip olanıydı. Kim bilir kime söylemiştir bu kem sözü? Kızına mı, karısına mı, annesine mi? Neden erkeklere desin ki? Değil mi? Böylelerinin ulu orta yerde sümkürmesinin gücü ancak ve ancak karısına ve kızına yeter. Bu mürted yüzü unutmamalıyım, belki birgün tekrardan önüme düşer. Üstelik bu sabah niçin böyle bir ilenç duygu semesine kapılmışım bilemiyorum. Zannediyorum numen alemindeyim. Belki de yıllardır yüreğimde üstünü örtü-ğüm ve yarım kalmış bir hikâyenin yeniden alevleneşinin hardal ateşinin ilk cürmü olabilir di...