Hüzünlerden payını aldıkça güçlenen, karanlığın imbiğinden bela geçirdikçe güzelleşen hayatların nehridir Aheron. Aktıkça durulmaz sular Aheron’da; sesi, kulakları kanatır. Kan, yanında bedel getirir; kaçamazsınız, ortam gerilir ve eller inceden inceye kaleme sokulur. Sözcükler, yok olmanın habis aşamalarında gezindirir. Bu, tarifi mümkün olmayan bir cinayettir. Aheron’da bir yandan ölmek, bir yandan belli belirsiz dirilmek… İşte, insanın kâinattaki lüzumsuzluğu. Bilinçli savruluşların ve buna bağlı kırılmaların, öfkelerin ve kısa süreli sevinçlerin sabıka kayıtları... Şiir, bu nehirde bir sırdır; Aheron ise sırdaşınız. “Kalp kopartılırken pervasız gövdeden Dermansız surat, tedirgin ve korkak aşk vasıtası Benim de suretim askıda, aslım da Birkaç şiir daha yazarsam kör kalemimle Hakikatim alınacak çehremin yanından! İşlediğim cinayetler yüzünden Ellerim mürekkep içinde! “